6 Ağustos 2013 Salı

Neden Blog Yazıyorum?

Milliyet Blog’a gelmemin asıl nedeni, gelecekbilimle ilgili Türkçe’de yazılı kaynak yaratmaktı. Bunu da 700 küsur sayfayla becermiş durumdayım.

E gruplar, listeler, bloglarla 1998’den beridir haşır neşirim. Üstelik İngilizce’de de yazageldim. 11 Eylül 2001 ertesinde ABD’lilere sıkı şoklar yaşatmış olduğumu anımsıyorum.

İnternette yazmaya özel bir eğilimim yok. 1984’ten beridir matbu olarak yayınlanıyorum. Sevgili editörler, genelde 3. yazımda mızıkçılık yapma yolunu seçtikleri için, matbu yol kapanınca, eskiden internet olmadığı sıralarda yaşadığım tıkanmayı yaşamamak için, interneti kullandım.

Türkçe olarak ilk kez 2001’de sürekli yazdım. Köşe yazıları babında. O site şimdi iptal.

Ağustos 2006’dan önce de, 4-5 blogda Türkçe ve İngilizce yazıyordum. Kendi sayfalarım da var.

Milliyet Blog bunlara bir artı-değer ve farklılık katmış oldu. Burada en çok okunan yazım, internette en çok okunan yazım değil. 7.000 kezin epeyi ötesinde okunmayı başka yerde gördüm.

Milliyet Blog’da gerçek kitleyle karşılaştım, asıl saptama bu. Epeyi yorumdan ve mesajdan anladığım ilk şey, dinlenmediğim oldu. Beni yaşamımda bir tek kişi dinledi, o da psikiyatristim ama gerçekten iyi dinledi. Buradakilerin sıkça yaşadığı üzere Rehaca, belli bir zekayı ve bilgiyi aşmayanlar için, kolayca deli saçması bulunabilecek şeyler içeriyor. Dahası 1.000 yeni sözcük var. Nedense kimse bir yazarı elinde sözlükle okumaya yanaşmıyor.

Bu dinlemeyen gerçek kitle bana yakın geleceğin vektör momentini gösterdi. Herhalde kendi yazdıklarından yeni birşeyler öğrenen nadir yazarlardan biriyim.

Sonracıma, son günlerde umduğum bir gelişme oldu. Anladığım kadarıyla Milliyet satılıyor. Alman bir medya grubuna veya Doğuş’a.

Bu durum, ta baştan buraya gelirken, editörlerin 3. yazımı yayınlamaması gibi, yazımı yayınlamış neredeyse tüm dergilerin yayın yaşamına son vermişliği gibi, biraz Süskind’in ‘Koku’sundakimsi bir şey. Gece gibi geçiyorum ve ardımda değişim bırakıyorum.

İşte bu nedenle burada yazmaya başladım ve sürdüm: Değişmek ve değiştirmek için...

Demokraside çareler tükenmez. Bu yol tükenir, başka yollar üretilir.


(24-25 Temmuz 2007)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder